Rüya Tabirleri
|
||
Rüya, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar, her zaman için ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır. Farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup, rüyalar halen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır.
Rüya yorumu, rüyaların anlamlarının saptanmasıdır. Bu çalışma psikanalizde ve çeşitli mistik ve ezoterik ekollerde aynı anlamı taşımaz veya aynı şekilde yapılmazlar. Eski Mısır ve eski Yunan gibi birçok eski kültürde rüya görme doğaüstü bir iletişim veya ilahî bir müdahale olarak kabul edilmiş olduğundan, rüyaların içerdiklerine inanılan mesajlar birtakım yöntemler kullanılarak çözülmeye çalışılmıştır. Eski Yunanlılar inşa ettikleri Asklepion denilen tapınak veya sağlık sitelerinde rüyaların yorumlanmasını da içeren çeşitli psikolojik çalışmalarda bulunmuşlardır. Bazı kızılderili kabilelerinde olgunlaşma ayinlerinde kişi bir rehber rüya görene dek oruç tutmak ve dua etmek zorunda bırakılırdı. Günümüzde de çeşitli psikoloji ekolleri rüyaların anlamlarına ilişkin çeşitli varsayımlar ortaya atmışlardır. Okültizmde rüya yorumu: OniromansiOkültizmin dallarından biri olan oniromansi ya da oneiromansi, konusu rüyalar olan kahinlik sanatı ya da “rüyalar yoluyla geleceği ve gizli olanı öğrenme sanatı” olarak tanımlanır. Oniromansi eski Yunan ve Roma din ve edebiyatında hayli yaygındır. Rüyalar, özel bir anlam taşıyan ya da kehanete ilişkin alametler (omen) olarak da değerlendirilmekteydi. Orfecilikte ve Pisagor ekolünde insanın semavi âlemle ilişkisinin ancak uyku sırasında gerçekleşebildiği öğretilmekteydi. Papalığın 590’da rüyaları ilahî ve şeytani olarak ayırt etmesinden sonra, oniromansi yasaklanmış ve Batı'da rüya ile ilgili etkinlikler okültistlerin ve bazı ezoterik ekollerin gizli ve sınırlı çalışmalarından ibaret kalmıştır.
Psikanaliz’de rüya yorumu: Freud ve Jung19. yy.'ın sonlarında ve ve 20. yy.’ın başlarında Sigmund Freud ve Carl Jung rüyaları bilinç ve bilinçdışının etkileşimleri olarak ele almışlardır. Onlara göre rüyalarda baskın güç bilinçdışıydı ve kendi zihinsel etkinliğini hakim kılıyordu. Rüya yorumu psikanalizde kısaca rüyaların açık içeriğindeki sembollerden hareketle hastanın bilinçdışı arzu, dürtü ve çatışmalarını açığa çıkaran bir teknik olarak tanımlanır. Freud, rüyaların bireyin derin gereksinim ve arzularını ve bunların doyumunu ifade ettiğini varsayar. Freud’a göre rüya yorumu bilinçdışına açılan ana kapıdır, rüya da rüya gören kimseye bilinçdışına bakmasını ve rüyasını kendi başına (otoanaliz) veya bir psikanalistin gözetiminde yorumlamasını sağlayan bir pencere oluşturmaktadır. Freud’un her şeyi doğumla başlatmasına ve rüyaları bireysel bilinçdışına dayandırmasına karşılık çağdaş psikiyatrinin kurucularından olan ve psikiyatrinin yanısıra fizik ve efsanelerle de ilgilenen Jung doğuştan evrimle getirilen, tüm insanların katıldığı ortak bir bilinçdışı kavramını ortaya atmıştır. Buna günümüzde filogenetik psişe (İng. phylogenetic psyche) ya da varoluşun temelini de kapsamak üzere ontogenetik psişe (İng. ontogenetic psyche) adı verilir. Klasik mantıkla düşünmeye alışmış zihinleri sarsan bu yeni kavramda biraz teoloji de sözkonusu olmaktadır. Bu iki düşünce adamının çatışması genetik mühendisliğine ve psikobiyolojiye de yansımıştır. Jung’un yeni getirdiği bu kavrama göre, kolektif bilinçdışı, insan topluluklarının davranışlarının ortaya çıkmasında belirleyici rolleri olan, tarih boyunca kuşaktan kuşağa aktarılagelen genetik özellikleri, arzu ve duyguları, etki-tepki mekanizmaları ile davranış örneklerinin biriktiği varsayılan soyut bir alandır.
Metapsişik görüşle rüya yorumu:Metapsişikçiler doğrudan doğruya rüya yorumunu konu almamakla birlikte rüyaların işleyiş mekanizmasını kendilerince, daha doğrusu kendi araştırmalarının sonuçlarına göre açıklarlar ve rüyaların farklı nedenlerden kaynaklanabilecekleri göz önünde tutarak tüm rüyaların tek nedene indirgenmesine karşı çıkarlar.
|